16 Aralık 2016 Cuma

Gıda Kampına Doğru Sürünerek Giden Çocuk (1994)


Güney Afrika'daki kıtlık sırasında Kevin Carter tarafından çekildi ve fotoğrafçıya Pulitzer Ödülü'nü getirdi. Fotoğrafta, bir kilometre uzaklıkta bulunan BM yemek kampına doğru sürüklenerek ulaşmaya çalışan çocuk gösteriliyor. Akbaba ise bu çocuğu yemek için bekliyor. Bu fotoğraf bütün dünyayı şok etti. Kevin Carter da dahil, hiç kimse, fotoğrafı çeken çocuğa ne olduğunu bilmiyor. Carter ise, bu fotoğraftan sonra kendini toparlayamadı ve intihar etti.

Alex De Souza (Heykel)


Fenerbahçeli taraftarlar tarafından yapılan Alex De Souza heykeli İstanbul/Osmanağa-Kadıköy Heykel Bahçesinde bulunmaktadır. Fenerbahçe ile beraber efsane haline gelen Alex De Souza'nın Fenerbahçe'den ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan taraftarlar De Souza'ya olan sevgisini heykel yaptırarak göstermişlerdir.

The Chainsmokers - Don't Let Me Down ft. Daya (Müzik)


The Chainsmokers: Amerikalı iki DJ Andrew Taggart ve Alex Pall'dan oluşan grup. İkili 2014 yılında "#Selfie" adlı single'ları ile ABD Billboard Hot 100 listesinde 16 numaraya ve UK Singels Chart listesinde 9 numaraya ulaşarak uluslararası çapta başarı yakaladı.
"Roses" ve "Don't Let Me Down" single'ları Hot 100 listesinde ilk on arasına girdi.
Daya ile yaptıkları çalışmada da büyük başarı yakalayan The Chainsmokers grubu "Don't Let Me Down" şarkılarında türkçe sözleriyle de yeterince anlamlı bir yapıta imza attıklarını gösterdiler. 

Çarmıha Gidiş-Calvary Alanı (The Procession to Calvary)


Pieter Bruegel The Elder (1525 - 9 Eylül 1569), manzara ve köylü sahneleri (Tür Boyama) ile tanınan bir Flaman Rönesans ressamı ve basım yapımcısıydı.Bruegel, genellikle büyük bir peyzaj öğesiyle köylüler tarafından doldurulan resim tablolarında uzmanlaşmış, aynı zamanda boyalı dini eserler üzerinde uzmanlaşmıştır. 
Resimlerinde çoğunlukla günlük yaşamdan kesitler sunan, kendine has doğa manzaraları ve tasvirleriyle tanınan, mitolojiden beslenen ve ikonografik resimleriyle Rönesans döneminin büyük ustalarından biri olarak kabul edilen Pieter Bruegel’in bizde “Calvary Alayı” ya da “Çarmıha Gidiş” olarak bilinen “The Procession to Calvary” adlı eseriyle konuya ölümsüzlük kazandırmıştır. 

İntihar Timi: Gerçek Kötüler (Suicide Squad)


Süper kahramanların hapishaneye attığı üstün yetenekleri olan fakat bu yeteneklerini kötüye kullanan insanlardan oluşan bir grup, dünyayı yok etmeye çalışan bir belayı defetme amacıyla bir araya getirilir. Karşılığında özgürlükleri geri verilecektir. Fakat bu psikopat süper insanlara güvenilmez ve eğer kaçmak isterlerse öldürmek amacıyla kafalarına mikro bombalar yerleştirirler. 2016 yılının en iyi bilim-kurgu filmlerinden olduğu kesin. 

Elif Şafak-Aşk (Kitap)



‘’Her yazar daha çok kişi tarafından okunmak ister. Edebiyatın fanus içinde yaşamasına,edebiyatçıların tutucu ve içine kapalık hallerini benimsemiyorum’’ diyor Elif Şafak. 
Kitap 40 yıl boyunca iyi bir ev kadını ve anne olarak hayatını devam ettiren Amerikalı Ella’nın editör asistanının asistanı olarak başladığı iş hayatına kendine verilen ilk görevle içsel bir yolculuğa girişmesiyle başlıyor. Esrarengiz bir yazarın ‘Aşk Şeriatı’ adlı kitabını okuma ve raporlama görevini üstlenen Ella bu sayede yeni bir kapıdan içeri girip Sufilikle tanışıyor. Ve roman Şems ile Mevlana arasındaki aşka odaklanıyor.
Bugün ile geçmiş arasında gidip gelen kitapta Şafak, Mevlana ile Şems’in hikayesini hem onların hem çevresindekilerin yorumlarıyla anlatıyor. Bu anlatı sırasında okuru Sufilik’le de tanıştırıyor. Sufilerin yolunu ayrıntılarla anlatan Şafak, hikâyeyi anlatırken o dönem Konya’sında yaşananlara da göz atıyor. Günümüze dönerek o günlerle bugün arasında bağ kuruyor. Bugünün sorularını kendi görüşünü katmadan roman kahramanlarının hikâyeleri ve Şems’in 40 Altın Kuralı’yla cevaplıyor. O sorulara gelince; elbette en önemlisi dindarlık ve inanç arasındaki fark. Dindar olmak ile inançlı olmak arasındaki farkı Şems ve Mevlananın sözleriyle okura anlatan Şafak, günümüzün kutuplaşmalarına çözümü de inancın özündeki ‘aşk’ı bulmak olarak gösteriyor.


Elif Şafak eserleri yirmiden fazla dile çevrilmiş, uluslararası başarıya sahip, az sayıdaki değerli kadın yazarlarımızdandır. En büyük çıkışını 2009 da yayınlanan Aşk adlı Romanı ile yapar. Aşk’ın pembe kapaklı baskısını erkeklerin almadığını fark edince, gri kapaklı maskülen versiyonun çıkartılmasına karar verecek kadar gözlemci ve aksiyoner. Aşksız geçen hayat beyhude yaşanmıştır diyen Elif Şafak; ‘Aşk’ adlı yeni romanında Mevlana ile Şems’in ‘aşk’ını merkeze alıyor. Dünden kıssalar alıp günümüz insanına her şeyin ‘aşk’la başladığını anlatıyor. Mutasavvıfların dediği gibi, ‘Ah min-el aşk’, yani aşktan bu yana, yani aşk bir milat, başlangıç, bir öte boyut... 
Kitaba da ‘Aşk’ adını veren Şafak romanında günümüz ile 1200’lerin Konya’sı arasında köprüler kuruyor. Roman içinde roman olarak da nitelenebilecek ‘Aşk’ta Şafak pek çok insanın öyküsüne dalıyor.
(Kitabın içinden sayfa 35)
"Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu,kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikayeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hala ham, hala aşkta bir çocuk gibi toy...
"Hamuş" derdi Mevlana kendine. Yani suskun. Düşündün mü hiç, bir şairin hemde namı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın nasıl olupta kendine SUSKUN adını verdiğini..?
Kainatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradan'ın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.
Mesnevi'yi şerhedenlerin çoğu bu ölümsüz eserin "b" harfi ile başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi "Bişnev!"dir. Yani "Dinle!" tesadüf mü dersin ismi "suskun" olan bir şairin en kıymetli yapıtına "Dinle!" diye başlaması. Sahi sessizlik dinlenebilir mi? 
Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. "Neden?" diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla. Çünkü öyle hakiketler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı."

Kahraman Tazeoğlu-Ama Gitme (Şiir)






Ama gitme
Gözlerimde kan gezer
Yasadışı bir soğuk işler iliklerime
Gözyaşlarını geçirip sırtına
Küflü bir sapak mı bırakacaksın sabıkama

Biraz duman hıçkırığı sigaranda
Biraz gece kırığı bende
Şiir yorgunu damarlarıma ilk aşktan sola dön
Ama gitme

Şiir kanamalı bir aşkın “sonu yok”undan geçerken
Işığın sesini bul
Aynandaki kırık yüzümü topla
Gözümde seğiren acı bir denizde yüzdür
Olimpos’un sıcağını
Ama gitme

Uçurumlar seri cinayetleri tökezletirken
Sesini sakladım cebime
Yağmur işgalli bir gecede ıskaladım
Kapına dayanmalarımı
Daha binmeden otobüslere
Duraklar mı tuttu da kustun sesini üstüme
Bak sana dil sürçmeli peltek şiirler yazdım
Satırlarından kan sızar
Satırla doğranmış bir aşkın cinayetinde

Bir insan iki kıyıya aynı anda gözlerinden düşebilir
İtme
Ama gitme
Daha saat “hoşça kal”ı göstermedi
Bitme !